DAVA VE UYUŞMAZLIK ÇÖZÜMÜ

Ticari alacak ve tazminat davaları bakımından Arabuluculuk müessesesinin zorunlu tutulması nedeniyle ticari uyuşmazlıklarda öncelikle tarafların haklarının korunduğu bir anlaşma ile taraflar uzlaşmaya teşvik edilmektedir.

Avukatlık Kanunu m.35/A uyarınca “Avukatlar dava açılmadan veya dava açılmış olup da henüz duruşma başlamadan önce kendilerine intikal eden iş ve davalarda, tarafların kendi iradeleriyle istem sonucu elde edebilecekleri konulara inhisar etmek kaydıyla, müvekkilleriyle birlikte karşı tarafı uzlaşmaya davet edebilirler. Karşı taraf bu davete icabet eder ve uzlaşma sağlanırsa, uzlaşma konusunu, yerini, tarihini, karşılıklı yerine getirmeleri gereken hususları içeren tutanak, avukatlar ile müvekkilleri tarafından birlikte imza altına alınır. Bu tutanaklar 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesi anlamında ilâm niteliğindedir.”

Her ne kadar arabuluculuk müessesesi mevcut ise de, özellikli ve uzmanlık gerektiren konularda, alanında uzman bir hukukçu tarafından taraflar arasındaki protokolün hazırlanarak ilam hükmüne getirilmesinin tarafları vicdanen daha rahat kılacağı kanaatindeyim. Alanında uzman olan hukukçuların da aynı şekilde, tarafların talep ve isteklerini, mevcut tereddütlerini ortadan kaldırmaya daha uygun olduğunun uygulamada da zamanla kabul göreceğini düşünmekteyim.

“Arabuluculuk Sertifikası” sahiplerinden biri olarak, taraf menfaatlerini gözeterek uyuşmazlıkların önüne geçerek tarafların uzun yıllar süren yargılama sürecinden uzaklaştırmak gerektiğini düşünmekteyim. Yargı organlarının iş yükü ve uyuşmazlık sayısının fazlalığı nedeniyle avukatlar olarak sistemde yerimizi almamız gerektiği kanaatindeyim.

Aramak için
Tıklayın

YUKARI